29 Şubat 2012 Çarşamba

Gezgin Misafir

Bugün sayfamızda bir misafirimiz var. Çok sevdiğimiz bir dostumuz olan Merve Nadir, renkli kişiliğiyle, başarılı iş hayatıyla ve yaptığı seyahatlerle anılan bir isim. Bizimle geçtiğimiz günlerde yaptığı Dubai seyahatinin ayrıntılarını paylaştığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz. 


Karşınızda Merve Nadir ve Dubai En'leri:

En beğendiği restaurant: Monarch Hotel'in içinde Okku
En sevdiği alışveriş merkezi: Dubai Mall
En etkilendiği mekan: Burj Khalifa, 160 katlı dunyanın en yuksek binasının 123. katındaki Atmosphere Bar
En iyi otel: Çölde Babalshams, şehirde ise Armani Hotel
En unutulmaz an: Çölde yıldızları seyrederek uyumak
En sevmediği durum: Çölde kum fırtınasına yakalanmış olmak
En iyi bar: Jumeirah 360

Merve'yi yakalamışken sizler için çantasını karıştırmadan bırakmadık. İşte yanından ayırmadıkları:

1) Boşuna gezgin demedik, pasaportunu bir dakika bile yanından ayırmıyor
2) Vazgeçemediği koku Gucci Rush
3) Bugünlerde Elif Şafak Firarperest'i okuyor
4) Birlikteliğine bir saniye bile ara vermediği Blackberry'si
5) Olmazsa olmaz...Splenda
6) Kiko bronzlaştırıcı allık ve Benefit gözaltı aydınlatıcısı başta olmak üzere makyaj malzemeleri
7) Hassas gözleri için her an ihtiyaç duyabileceği göz damlası 

Günün Mottosu :)

28 Şubat 2012 Salı

PAROV STELAR

Elektro-swing müzik türünün doğmasında başrolü oynayan Parov Stelar, günümüz Nu-Jazz müzik gruplarının içinde önemli bir role sahip. Ankara'da Saklıkent'te performans sergileyen grup, Türk müzik severlerin beğenisini kazanmış durumda. tabii ki biz de onlardanız :) Saklıkent'in yeni atmosferinde dinleme şansı bulduğumuz Parov Stelar'ı sizler de isterseniz albumlerini alıp takip edebilir ya da  
www. powerxl.com.tr den şarkılarını dinleyebilirsiniz:)

Günün STARBUCKS Önerisi :)



Sizler için araştırmalara devam...
Hem tatlı yerim, hem de kiloma dikkat ederim diyorsanız, size bugünkü önerimiz bir önceki postumuzda da bahsetmiş olduğumuz White chocolate mocha ve Bella vista :) Bu şahane görünüme sahip olan tatlı aslında Starbucks'ta yiyebileceğiniz en mahsum tatlı. Kendisi sadece 274 kalori. Gönül rahatlığıyla afiyet olsun :))

Huzurlarınızda ANNE Poğaçası

İlk poğaça deneyimim tam bir hüsrandı. Elimde ne bir tarif vardı, ne de yanımda annem. Dün hazır annemi bulmuşken mutfağın yolunu tuttum ve sizler için lezzetli ANNE POĞAÇA sının tarifini alıp uyguladım.

Kullanılan çay bardağı ajda olarak bilinen bardak :) ( ölçü mühim arkadaşlar özellikle herkesin evinde olan bir ölçü seçtik)
bir de poğaçamız mayasız çünkü benim midem bu konuda oldukça hassas.

Malzemeler
2 adet yumurta
1 çay bardağı fındık yağı
5,5 çay bardağı beyaz un
1 çay kaşığı dolusu tuz
1 çay bardağı sirke ( sirke kıyır kıyırlık duygusunu veriyormuş)
1 paket kabartma tozu

İç malzemesi
Dilediğiniz kadar beyaz peynir
Kırmızı toz biber

önceden ısıtılmış fırınımızda 170 derecede yaklaşık olarak 20 dakika pişiriyoruz.
şimdiden afiyet olsun :)









ZORBA

Her türlü acı ve sıkıntının üstesinden gelen bir yaşamın mesajını ileten efsane Zorba balesi, sergilendiği 35 ülkenin ardından Türkiye'de de sanatseverlerle buluşuyor. Dün akşam Ankara'da insana çok farklı duygular tarih kokulu Opera sahnesinde bu temsili izleme fırsatı yakalamak gerçekten inanılmazdı. 


Mikis Theodorakis'in müzikleri ve Lorca Massine'nin Yunan danslarını da kattığı koreografisini anlatmaya kelimeler maalesef yetemiyor. Ayrıca orkestrayı Bujor Hoinic, koroyu ise Mustafa Erdoğan yönetiyor ve tüm duyguları izleyeciye aktaran bu ekibi de saatlerce ayakta alkışlamak gerekiyor. Temsilin bir başka ayrıntısına gelirsek, dekor, ışık ve köstümler muhteşemdi. Dekor ve kostüm tasarımı Gürcan Kubilay'a, ışık düzeni Fuat Gök'e aitti. Yaratılan etkileyici ambiansta da en büyük rol onlarındı, ayrı ayrı takdir etmek gerekli. ''Zorba'' rolünde Burak Kayıhan ve Oliver Spence, ''John'' rolünde Cankat Özer, Eren Keleş ve Burak Kayıhan, ''Marina'' rolünde Ayşem Sunal, Almula Ersoy ve Mine Örsçekiç sahne alıyor. 


Hepsi ayrı ayrı çok başarılılar ancak Burak Kayıhan'ı özür dileyerek diğer sanatçılarımızdan ayırıyorum. Sahne ışığının gücü, yeteneği, Zorba karakterini dansının yanında mimiklerinin gücüyle tüm salona hissettirmesi gerçekten muhteşemdi. İzleyen herkesi kendisine hayran bıraktı.


Gelelim eserin konusuna, özetleyecek olursak: Küçük bir Yunan kasabasına John adında bir Amerikalı'nın gelmesiyle eser başlıyor. John, güzel bir dul olan Marina'ya aşık olur. Köyün yakışıklı delikanlısının aşkını yok sayarak yabancı birine aşık olan Marina'ya köylüler karşı çıkar. John'un dostu tek bir kişi vardır, kimsesi olmayan ve özgür bir adam olan Zorba... Zorba sayesinde John ve Marina aşklarını yaşama fırsatı bulurlar. Ancak köylüler birlik ve geleneklerini koruma amacındadır. Zorba, zavallı John'u köylülerin elinden zor kurtarırken, Marina intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur. Tüm bunlar anlatılırken izlemeye doyulamayacak güzellikte bir Sirtaki şöleni sergileniyor. Zülfü Livaneli ve diğer dostlarıyla birlikte 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneği'ni kurmuş olan Mikis Theodorakis çok sayıda senfoni, bale, opera ve oratoryo bestelemiştir. Ancak "Zorba" için bestelediği ve hepimiz bildiği müzikle Sirtaki dansının dünyaya yayılmasını sağlamıştır. 




 

27 Şubat 2012 Pazartesi

Hayal Kahvesi Mart Ayı

Ankara'ya yeni bir eğlence anlayışı getiren Hayal Kahvesi, farklı ortamı ve sanatçılarıyla bizleri şimdiden kendine bağlamış durumda. İster gidip enfes yemeklerini deneyin, ister şarabınızı yudumlayın,  ister müziklerle ruhunuzu dinlendirin... İşte Mart ayı Hayal Kahvesi programı. Şimdiden iyi eğlenceler :)

BMW 3 LANSMAN

Yeni BMW 3 serisinin tanıtımı Sheraton otelde 23 Şubatta yapıldı. Biliyoruz biraz geç kaldık ama Ankara diyip geçmeyin, burda da bir çok aktivite var ve sorumlu insanlar olarak bunlara katılmak zorundayız :)
Lansmana gelince... Çok şık bir davetiye ile kapımız çalındı ve bize düşen bu davete katılmaktı.

Şıkır şıkır giyinerek gittiğimiz davette ilk sorun park yeriydi. Otoparkta -5 kat inip en sonunda yer bulup salona ulaşabildik. İnanılmaz bir kalabalık bizi karşıladı. Ankara'nın yarısı oradaydı, duyan gelmiş dedik ve içeri girdik. Salonun doluluğuyla savaşırken bir yandan da içkilerimizi yudumladık.





Ne yazık ki çok uzun süre kalabalığa dayanamadık... Gecenin en olumlu yanı ışık gösterileri ve geçmişten bugüne farklı dizaynlarda 3 serilerinin sergilenmiş olmasıydı. Yeni BMW 3 herkese hayırlı uğurlu olsun :)

24 Şubat 2012 Cuma

Sorumlu Blog: Greenpeace Nükleer Enerjiye Neden Karşı?


"Greenpeace yeşil ve barışçıl bir gelecek için gereken güçlü çözümleri ve küresel çevre problemlerini ortaya koymak için şiddet içermeyen ve yaratıcı çatışma kullanan bağımsız bir kampanya organizasyonudur." Sorsanız Greenpeace i bilmeyen yok, fakat ne yaparlar, amaçları ne çoğu kişinin umrunda değil. Maddi, manevi birer greenpeace destekçisi olarak az önce aktivitelerin durumu ile ilgili yaptığımız görüşme sonucu bu konuya da burda yer vermek istedik:

Greenpeace Nükleer Enerjiye Neden Karşı?


İklim felaketi şiddetleniyor, ekonomik kriz büyüyor. Alışılagelen kaynaklar tüketilirken, dünya nüfusunun ihtiyaçları katlanarak artıyor. Bu durumda artan ihtiyaçları karşılayabilecek bol miktarda temiz, ucuz ve hızlı enerji üretimine ihtiyacımız var.

100.000'lerce yıl tehdit oluşturacak nükleer atıklar her geçen gün artıyor.
Nükleer enerji bu çözüm sürecinin bir parçası değil, hatta önündeki engeldir. Çünkü nükleer enerji pahalı, kirli, verimsiz, gelişmeye müsait olmayan eski, hantal ve tehlikeli bir teknoloji.
Nükleer enerji üretimi için farklı politik dengelerin oturması ve çok sayıda dış faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Uluslararası boyutta bu denli karmaşık ve mecburi ilişkilere bağlı olması bu endüstriyi son derece bağımlı ve riskli bir konumda tutuyor.
Bir nükleer santralin kurulmasına karar verildikten sonra tamamlanması ortalama 10 yıl sürüyor. Üretime başladıktan ortalama 23 yıl sonra ise artık tükendiği için yine oldukça masraflı olan kapanma ve söküm süreci başlıyor. Üretim maliyetleri çok yüksek olmasına rağmen elde edilen enerji toplam enerji ihtiyacının ancak %6.5'ini karşılayabiliyor. Nükleer enerji sadece elektrik üretebildiğinden ısınma ve ulaşım gibi taleplere cevap veremiyor.
Çözüm maliyeti düşük, verimi yüksek, temiz ve güvenli rüzgar, su, güneş ve biokütle gibi yenilenebilir enerjileri kullanmak ve enerji verimliliğini artırmak.
2000 yılından 2007 yılına kadar kurulan yenilenebilir enerji tesisleri bu süre içerisinde kurulan nükleer santrallerin 6 katı kapasiteyle üretim yaptılar. Mevcut potansiyelin çok küçük bir oranı kullanılmasına rağmen, 2006'da yenilenebilir enerjiler genel ihtiyacın %18'ini karşıladılar, hem de atık üretmeden.
Sadece şu andaki mevcut yenilenebilir enerji tesisleri bile 2020 yılına gelindiğinde küresel enerji ihtiyacının %20'sini karşılayacak. Elimizdeki mevcut teknolojilerle bile kullanabileceğimiz yenilenebilir enerji kaynakları küresel ihtiyacın 6 katı kadar enerji sağlayabilir. Yenilenebilir enerji tesisi kurmak ise çok kolay. Bir rüzgar çiftliğinin planlanması 1 ila 2 yıl, bir rüzgar tribününün yerleştirilme süresi ise sadece 1 hafta sürüyor.

Sizde GREENPEACE'i www.greenpeace.org.tr'den çalışmalarını inceleyerek destekleyebilir, hatta aylık 10-15 TL bağışlar ile daha yaşanılası bir dünya için katkıda bulunabilirsiniz...

Günün STARBUCKS Önerisi :)





23 Şubat 2012 Perşembe

Ankara'da Süper Bir Adres: Love&Smile Boutique


Sıradanlıktan sıkılanlar için Ankara'da bir adres önerimiz var; Love&Smile Boutique. Üstelik bugünlerde %50 indirim de var. Adres:Nenehatun Cad. 72/2 GOP

KÜÇÜK BİR ÖNERİ :)

Vazgeçilmez ürünlerde bahsettimiz sally hansen nail stickerları biz amazon.com dan aldık. Çok düşük bir kargo bedeliyle bir hafta sonra da geldi.  Çok güzellerr :)

SORUMLU BLOG :))

Sizde arkadaşlarınıza bir ağaç hediye edin, bize göre en değerli hediye. Sivil toplum kuruluşlarından yardım da alabilirsiniz. Hatta bizimle de iletişime geçebilirsiniz :))

VAZGEÇİLMEZ ÜRÜNLER #1

Kızlar biz gezdik, gördük, denedik, beğendik ve hayatımızı kolaylaştıran 10 ürünü paylaşmaya karar verdik. İşte listemiz...

1. Lush Flying Fox Duş Jeli:

Sadece deneyin, hayatınız boyunca kullandığınız tüm ürünleri unutun, bambaşka bir duş keyfi yaşayın. Bu kadar yoğun, vazgeçilmez, etkileyici ve kışkırtıcı bir koku başka yerde varsa da biz daha keşfetmedik. 





2. Sephora Dry Shampoo:


Saçlarınızı hergün yıkamanız fazlasıyla zararlı ama saçlarım sürekli yağlanıyor diye de şikayet edip duruyorsanız  bu ürün sizin için bir mucize. Tek yapmanız gereken saçınızın tümüne sıkıp taramak. İşte bu kadar basit. Tüm kızların bildiği saçı pudralama yönteminin gelişmiş versiyonu sizlerlee :)

3. Nail Stickers:
Birbirinden renkli, desenli, sedefli, düz renkli çeşit çeşit nail stickerlar hayatımızı artık çok kolaylaştırıyor. Oje gibi kuruma, bekleme ve bozulma derdi yok. Hatta çok daha sağlam ve uzun süreli kullanım imkanı var, asetonla kolayca çıkıyor. Üstüne üstlük desenleriyle çok daha şık ve bakımlı bir görünüm sağlıyor. Size önerebileceğimiz adresler; sephora ve sally hansen.






4. Form Çayları:
Daha zayıf görünmenin en kolay yolu vücudunuzdaki fazla sudan kurtulmak. Bunun için yine kendimizi deneme tahtası olarak kullandık ve piyasada ki en etkili 2 çayı keşfettik. Birincisi Lipton Form Kiraz Sapı çayı. Hergün düzenli kullanımda 1 hafta sonunda kesinlikle kıyafetlerinizin içinde kendinizi çok daha rahat hissedeceksiniz. İkincisi ise GNC Form çayı. Farklı aromasıyla hem lezzetli hem de GNC markasının verdiği psikolojik rahatlamayla da etkisini hissetmek çok daha hızlı.
    

5. L'occitane Shea Kuşburnu El Kremi:
L'occitane'a zaten diyecek söz yok. Tesadüfen tanıştığımız bu krem ise kokusuyla, ambalajıyla tam bir harika.

6. Sephora Outrageous Volume Mascara:
Yıllardır vazgeçemediğimiz Benefit Bad Gal Mascara'ya olan inancımızı yok eden buluş. Aklınıza gelen tüm markaları unutun ve deneyin. İnanılmaz bir fiyata takma kirpik etkisi.
 


7. Splenda:
Gereksiz yere bir küp şekerden 17 kalori almak mı? Asla böyle bir hata yapamayız. Tamam tatlandırıcıların zararları da var ama en masumu Splenda karşınızda. Çantanızda bulunması gereken en değerli parça ;)



8. IPAD: 
Elimiz, kolumuz, ayağımız nerdeyse beynimiz, kalbimiz herşeyimiz Ipad. Maillerimizden, kalori cetvelimize kadar herşeyimiz ipadlerimizin içinde saklı. Kesinlikle vazgeçilmez, teknolojinin en büyük harikası. İmkanı olan herkes kesinlikle bir ipad edinmeli.
 

9. OB: 
Dr. Judith Esser ve ekibinin topluma kazandırdığı OB'nin faydaları anlatılmaz yaşanır. Önyargılarınızdan ve hurafelerden kurtulun, medeniyetle tanışın.



10. Babyliss 3'lü saç maşası: 

Su dalgası için kuaföre taşınmanıza hiç gerek yok. Bu kadar mı güzel, bu kadar mı doğal bir görünüm olur. Olmaz demeyin şansınızı deneyin bir babyliss 3lü saç maşası edinin.